21. yüzyılda internet teknolojisinin bir iletişim aracı olarak küresel anlamda yaygın kullanılmaya başlaması ile insanlar, iletişim kurmak için dijital ortamları kullanmakta ve bu ortamlarda bireysel varlığını dijital kültürün getirdiği değerlere göre yaşamaktadır. Sosyal medya, günümüzde insanların iletişim kurmak amacıyla kullandığı dijital ortamlara verilen genel addır.
2021 yılında yayınlanan internet ve sosyal medya kullanım istatistiklerine göre; aktif sosyal medya kullanıcısı olarak dünya nüfusunun %53’ü (4,2 milyar kişi) günlük ortalama 2 saat 25 dakika, Türkiye nüfusunun %70,8’i günlük ortalama 2 saat 57 dakika sosyal medya kullanmaktadır (Hootsuite ve Wearesocial, 2021). Sosyal medyanın bu kadar yoğun kullanılmasının sonucunda artık yeni bir insan tipolojisine sahibiz. Eskiden toplum içinde konuşarak, üreterek varlığını gösteren insan; artık varlığını sosyal medya üzerinden mesaj, durum ve resim paylaşarak göstermeye çalışıyor. Sosyal medya kültürü ile eskiden mahrem olan, paylaşılması haram olan, yasak olan özel anlar ve özel hayatlar başkalarının fikir ve bakışına açılmaktadır. Bireyler, oluşturdukları profil sayfalarında beğeni almak uğruna en özel anlarını paylaşıma açabilmektedir. Sosyal medyada görünür olmak, günümüz insanının hoşuna gidiyor. İnsanlar, tanımadıkları kişilere duygularını, düşüncelerini, sevinçlerini, hüzünlerini ve özel anlarını paylaşabiliyorlar. Sanal ortamlarda sosyal medya hesaplarımızda çırılçıplak bırakılmış ruhlarımızı, tanımadığımız kişilere teşhir ediyoruz. Bu açıdan bakarsak, hepimiz ruhsal bir pornografinin aktörleri haline dönüşüyoruz.
Sürekli paylaşım yapan biri, sosyal medya paylaşımlarıyla kendini fotoğrafa veya mesaja çeviriyor. Sosyal medyayı adeta birer imgeler aynası gibi kullanarak içi boşaltılmış yaldızlı ve kendine ait olmayan mesajlarla, üzerinde fotoğraf editör programları ile düzeltilmiş (rötuşlu) fotoğraflarla kendini olmadığı biriymiş gibi gösterterek beğenilme ve takdir edilme arzularını tatmin etmeye çalışıyor olabilir. Bu nedenle birey artık kendi değerini sosyal medyada paylaştığı imgede aramakta, kendisinin bu imgeler üzerinden beğenilmesini istemektedir. Sosyal medya üzerinden paylaştığı fotoğrafı veya mesajı beğeni almayan birey, bu nedenle kendini değersiz hissederek depresyona girebilmekte, hatta intihar etmeyi bile düşünebilmektedir. Oysa birer birey olarak ve insan olarak bizler imgeden daha fazlasıyız. Sanal ortamlarda dijital yaşam süren birey maalesef gerçeğin görüntüden ibaret olmadığını unuttu. Bu unutmanın sonucunda bireyler sanal dünyada gerçeği görüntüden ibaretmiş gibi düşünüyor. Bu nedenle gördüklerini didikleyecek bir zihin yapısından giderek uzaklaşıyor. Birey sosyal medyada gerçeklik algısından uzak bambaşka sanal yaşamlar yaşamaya başladı. İşte tam da böyle bir ortamda bütün paradigmalar yeniden değişiyor, METAVERSE geliyor.
METAVERSE, en yalın ifade ile kurgusal bir sanal gerçeklik evrenidir. METAVERSE, sanal gerçeklik gözlükleri ile insanlara yaşadığı analog gerçeklikten öte tamamen dijital olarak kurgulanmış bir evrende yaşama deneyimi yaşayacakları dijital bir platform olacak. Teknolojinin gelişmesi ile önce görme ve işitme duyularına hitap eden bu ortamların giyilebilir teknolojiler ile dokunma duyularına da hitap edecek olması ile insanın bu sanal evrende yaşayacağı deneyim ve hazzın sınırı acaba ne olacak merak ile beklemekteyim.
Bünyesinde birçok sosyal medya uygulamalarını barındıran şirketleri barındırarak Holding haline gelen Facebook, ana şirketin isminde değişikliğe gidilerek, 28 Ekim 2021 tarihinde marka adını “Meta” olarak değiştirdi. METAVERSE, gelecekte sadece bir holding ve alt şirketlerin tekelinde olmayacak, ulusal ve uluslararası olarak tüm şirketlerin de satış pazarlama stratejilerini geliştireceği, oyun, eğlence, alışveriş, eğitim amaçlı da kullanılacak çok ortaklı ve çok amaçlı bir kurgusal sanal evren olacağı ön görülmektedir. METAVERSE öncesi sosyal medyanın birey özelinde ve toplum genelinde yaşamlara yansımaları ve etkileri son derece yıkıcı paradigma değişimlerine neden olmuşken, yeni bir yıkıcı paradigma değişimi ile METAVERSE ile bireyleri ve toplumları nasıl bir gelecek bekleyecek ve yaşamları nasıl etkileyecek hep birlikte yaşayarak deneyimlemiş olacağız. Yaşanabilecek olumsuz deneyimlerin önüne nasıl geçilebilir? METAVERSE öncesi sosyal medyanın ve sanal yaşamların birey özelinde ve toplum genelinde yaşamlara yansımaları bilim insanları ve politika üretenler tarafından çok iyi değerlendirilmeli, kişisel hak ve hürriyetler, mahremiyet çerçevesinde yasal çerçeve iyice çizilerek kanunlar ile güvence altına alınmalı, sosyal medya bağımlılığından daha öte bir boyutta yaşanacağı kolayca varsayılabilen METAVERSE bağımlılığına karşı psikolojik, sosyolojik önlemler daha şimdiden alınarak ulusal ve uluslararası platformlarda alınmalıdır.
Yusuf Yıldırım, Öğretmen Yazar
Kaynak:
Yıldırım, Y. (2021). Metaverse öncesi sosyal medya ve sanal yaşamlar. Eskişehir Ekspres, https://www.eskisehirekspres.net/metaverse-oncesi-sosyal-medya-ve-sanal-yasamlar-1
Hootsuite ve Wearesocial (2019). Global Digital Report in 2021. 30.03.2021 tarihinde https://hootsuite.widen.net/s/zcdrtxwczn/digital2021_globalreport_en adresinden edinilmiştir.
Yıldırım, Y. (2019). Dijital yerlileri tehdit eden teknoloji bağımlılığı ve siber zorbalık tehlikeleri. H. H. Aygül ve E. Eke (Ed.). Dijital çocukluk ve dijital ebeveynler: Dijital Nesillerin Teknoloji Bağımlılığı içinde (s.61-86). Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık. ISBN: 978-605-033-074- 8.
Yıldırım, Y. (2019). Sosyal medyanın toplum hayatına yansımaları ve anne babalara tavsiyeler. LabMedya, Laboratuar ve Sağlık Gazetesi, 9(54). S.50.
Yıldırım, Y. (2018). 21. Yüzyıl Anne Babalarının Başucu Kitabı: Dijital Kültürde Çocuk Yetiştirmek. Eskişehir: Nisan Kitabevi. ISBN: 978-605-9393-41-6.