Anne baba olmak zor iş. Bir de pandemi sürecinde, okullar da 16 Mart tarihinden itibaren tedbir amaçlı tatil edildiğinden beri çocuklarımız evde iken anne baba olmak kimilerimiz için belki de daha da zorlaştı. Bazılarımız bu süreçte çalışmak zorunda kalsak da çoğu anne baba bu süreçte sokağa çıkma kısıtlamaları ve iş yerlerinin de tedbir amaçlı kapatılması ile çocuklarımız ile evlerinde geçirmek durumunda kaldı. Bu, evde tüm aile bireylerinin bir arada olma durumu aslında aile uzmanlarının sıklıkla dile getirdiği, aile içinde iletişimin kurulması, güçlendirilmesi için büyük bir fırsat olabilirdi. Acaba bu fırsatı kaçımız kullanabildi?
Pandemi süreci dijitalleşmeyi bir iki adım daha ileri konuma getirdi
Dijitalleşen hayat kavramını hiç duydunuz mu? e-Devlet, e-Okul, e-Hastane, e-Gazete, e-Kitap gibi terimler dijitalleşen yaşamın birer delili. İşe başvururken, hastane randevusu alırken, birçok resmi iş ve işlemlerimizde artık dijital platformları sıklıkla kullanır olduk. Pandemi süreci dijitalleşmeyi bir iki adım daha ileri konuma getirdi. Alışveriş alışkanlıklarımız değişti. Sanal marketleri kullanmaya başladık toplum olarak. Artık alışverişimizi sanal platformlar üzerinden yapmaya başladık. Kâğıttan virüs bulaşır korkusu ile temassız alışveriş yapmaya başladık. Haberleri ve gündemi sanal platformlardan takip eder olduk. Maaşlarımız bankaya yatıyor, tüm taksit ve ödemelerimizi e-Banka üzerinden gerçekleştirmeye başladık. Evde çalışma (home office) kavramı yerleşti. Esnek çalışma ile tanıştık. Anne baba olarak bizlerin hayatı iyice dijitalleşirken çocuklarımızın hayatında nasıl değişiklikler oldu? Çocuklarımız için son üç ayın nasıl geçtiğini kısa özet geçerek hep birlikte bir hatırlayalım isterseniz. Türkiye’de 23 Mart tarihinden itibaren TRT EBA TV kanalları uzaktan eğitim araçları olarak kullanılmaya başlamış, 6 Nisan 2020 tarihinden itibaren de Ankara ve İstanbul illerinde pilot okul olarak seçilmiş 124 okul Eğitim Bilişim Ağı (EBA) platformu üzerinden 8. ve 12. Sınıf öğrencileri ders öğretmenleri ile uzaktan canlı derslere başlamışlardır. 23 Nisan 2020 tarihinde ortaokul ve liselerde i ara sınıflar (5, 6 ve 7; 9, 10 ve 11. sınıflar), 4 Mayıs 2020 tarihinden itibaren de ilkokul öğrencileri EBA Canlı ders uygulaması ile buluşmuşlardır. Böylece ilkokuldan lise son sınıfa kadar eğitimin birçok kademesinde uzaktan eğitim faaliyetleri yayılmıştır. Eğitim sürecinin de dijitalleştiğinin bir delili bu yaşanılanlar.
Kaldırılan bilgisayarlar yeniden kuruldu
Anne baba olarak zaten çoğumuz pandemi sürecinden önce de çocuklarımızın ekran karşısında çok fazla kalmasından rahatsız oluyorduk. Çocuk gelişimi uzmanları, çocuk psikologları, psikolojik danışmanlar, aile eğitimi uzmanları dijitalleşen aile yaşamında çocukların maruz kaldığı tehlikelerden hep bahsetmişlerdir. Teknoloji bağımlılığı, ekran bağımlılığı, dijital oyun bağımlılığı, sosyal medya bağımlılığı, siber zorbalık, selfitislik gibi birçok dijital tehlike karşısında hep uyarmışlardır. Bazı anne babalar teknoloji kullanımını yasaklamakla çözüm bulduklarını zannetmişlerdi ki eğitim de dijitalleşince, kaldırılan bilgisayarlar yeniden kuruldu, kapatılan internet hatları yeniden bağlatıldı. Yasaklamak kolay bir çözümdü. Peki anne baba olarak ne yapabiliriz? 2016 senesinde bir kız babası olduktan sonra bu soruyu sormaya başladım. O yıllar henüz bu konuların çok konuşulmadığı yıllardı. Artık bir kız babasıydım ve bir şeyler yapmalıydım. Uzmanlar çocukların ilkokul 4. Sınıftan önce teknoloji ile kesinlikle tanıştırılmaması gerektiğini ısrarla söylüyorlardı. Gerçek yaşamda bu mümkün müydü? Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun 2017 ve 2018 yılları teknoloji kullanım istatistikleri çocuklarımızın önce ekran bağımlılığı, sonra dijital oyun ve sosyal medya bağımlılığı tehlikesi ile karşı karşıya kaldıklarını göstermekte. Bir gözlemci olarak nerede ise çocuklarımız doğar doğmaz akıllı telefonlara ve tabletlere birer bakıcı rolü yüklüyor olduğumuzu görüyordum. Mama yemeyen çocuklar için, ağlayan çocuklar için akıllı telefon ve tablet birer kurtarıcıydı. Peki yasaklamak mı gerekirdi? Ne yapılabilirdi?
Çocuğumun teknoloji bağımlısı olup olmadığını nasıl anlarım?
Size 2016 yılında başladığım ve 2018 yılında projelendirerek Eskişehir Valiliği oluru ve Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğünün izinleri ile Eskişehir ilinde 36 okulda binlerce anne babaya ulaşma fırsatı bulduğum “Dijital Kültürde Çocuk Yetiştirmek” isimli projemden kısaca bahsetmek isterim. Çocuğumun teknoloji bağımlısı olup olmadığını, siber zorbalığa maruz kaldığını nasıl anlarım? Teknoloji bağımlısı ya da siber zorbalığa maruz kalmış çocuğuma nasıl destek olmalıyım? Teknoloji bağımlılığı veya siber zorbalık tehlikesine yönelik benzer sorunları yaşamış ve bu sorunlara çözümler üretmiş anne babaların deneyimleri nelerdir? Bu soruların yanıtlarını bulmak için 2016 yılından itibaren başlattığım araştırma projemi, 2018 yılından beri de bulunduğum tüm platformlarda, her fırsatta seminerlerle okul okul gezerek, sosyal medya platformlarından ve 21. Yüzyılda çocuk yetiştiren tüm anne babalara ithaf ettiğim “Dijital Kültürde Çocuk Yetiştirmek” isimli kitabım ile anne babalara edindiğim tüm bilgi birikimimi paylaşıyorum. Siz Eskişehir Ekspres okurlarına özel olarak bu yazımda “Dijitalleşen Aile Yaşamında Anne Baba Olarak Ne Yapabilirim” konusunu en özet ve yalın hali ile bilimsel veriler ışığında ele alacağım.
Dijital Kültürde Çocuk Yetiştirmek Projesinin kısa öyküsü
2016 senesinde Eskişehir’de yöneticilik yaptığım okulda bir öğrencimin velisi, çocuğunun sınıf arkadaşını şikâyete gelmişti. Şikâyet konusu özetle; “Veli, çocuğunun istemediği halde izinsiz olarak fotoğrafı çekilmesinden, sosyal medyaya yüklenmesinden ve çocuğunda arkadaşları tarafından alay konusu olmanın yaşattığı psikolojik bunalımdan şikayetçi olmasıdır”. Velinin ifadesinden anladığıma göre, olay çocukça bir şaka ile başlayıp sosyal medyanın etkisi ile tüm okula yayılarak mağdur öğrencinin psikolojisini alt üst eder boyuta gelmişti. Yöneticilik yaptığım süre içerisinde teknoloji bağımlılığı ve siber zorbalık konularında karşılaştığım birçok olay sonucunda bir öğretmen olarak anne babalara daha iyi nasıl rehber olabilirim sorusunun yanıtını bulmak adına okumalar ve araştırmalar yaptım. Araştırmalarımdan edindiğim deneyimleri valilikten aldığım izinle okul okul gezerek velilerle paylaşmaya başladım. Ulaşamadığım velilere de erişebilmek için sosyal medya hesaplarımdan yaptığım seminerlerin videolarını ve tavsiyeleri paylaştım. 2 sene süren araştırmalarımı “Dijital Kültürde Çocuk Yetiştirmek” isimli kitapta derledim. @DijitalAnneBaba kullanıcı adı ile Instagram ve Facebook ortamında, akademionline kanalından da (youtube.com/akademionline) Youtube ortamında paylaşımlarıma devam ediyorum.
Not: Dijital Kültürde Çocuk Yetiştirmek isimli seminerlerimden birini izlemek isterseniz, akıllı telefonunuzla yandaki QR kod okuyucu uygulamasından ya da https://youtu.be/o5l9XIZJhlA erişim adresinden videoyu izleyebilirsiniz.
Sosyal Medya Hesaplarıma Anne Babalardan Siber Zorbalık konusunda gelen ve paylaşma izni aldığım örnek iki kısa mesaj
“Kızım bu yaz karne hediyesi olarak benden tablet istedi. Ben de imkânlarım olmasına rağmen hep erken yaşta çocuklarımın teknoloji ile buluşmasını hiç istemiyordum. Eşim, alalım kızımıza bir tablet. Neden inat ediyorsun ki diye sordu. O zamanlar her çocuğun elinde bir tablet vardı. Ben de çocukların gelişim çağında bilgisayar, cep telefonu, tablet ile uzun saatler vakit geçirmesinin zararlarıyla (gelişimi ve öğrenmeyi olumsuz etkilemesi, obezite ve saldırganlığa sebep olması, radyasyon emisyonu vs.) ilgili çok sayıda araştırma raporlarını eşime okuttum ve internet ortamından konu ile ilgili televizyon haberlerini izlettim. Kızım, ama bütün sınıf arkadaşlarımın elinde tablet olduğunu söyledi. Ben de en yakın veli toplantısında velilere okuduğum bilimsel raporlarından ve izlediğim televizyon haberlerinden bahsettim. Veli toplantısında velilere yönelik onca konuşmamdan sonra buna rağmen çocuğunu teknolojiden uzak tutmak için çaba göstereceğini söyleyen çok az sayıda anne baba oldu. Aksine çocuğuna karne hediyesi olarak tablet almamda sakınca olmadığını söyleyen anne baba sayısı hiç de az değildi. Toplantıdan bir süre sonra kızımın sınıfında mavi balina intiharı yaşandı (H.Y. – Yönetici).”
“Bir oğlum ve bir kızım var. İkisi de ortaokulda okuyor. Geçen gün kızımın odasından ağlama sesleri geliyordu. Yanına gittim. Kızım bir şey mi oldu? Hadi anlat annene dedim. Anne dedi. Beni kimse sevmiyor! Bunu da nereden çıkartıyorsun, biz seni çok seviyoruz dedim. Kızım, hayır anne arkadaşlarım beni sevmiyor, dedi. Peki, bunu nasıl anladın diye sorduğumda, akıllı telefonunu bana uzattı. Babasının yeni aldığı elbisesi ve yeni saç stili ile çektiği öz çekim fotoğrafının beğeni sayısını bana gösterdiğini anladım. Fotoğraf sosyal paylaşım sitesinde 5 beğeni almıştı. Ve hiç yorum yazılmamıştı. Oğlum ise iyice oyun bağımlısı oldu. İnternet üzerinden oynanan oyunlardan oynuyor. Kızım, anne senin oğlun çok şiddet içerikli oyunlar oynuyor demişti. Oğlumu oyunun başından alamıyorum. Son günlerde iyice hırçınlaştı. Müdür yardımcısı okula çağırdı geçen ay sınıfta bir arkadaşı ile kavga etmiş. Kavga bir sosyal paylaşım sitesi üzerinden başlamış. Müdür yardımcısı, sosyal paylaşım sitesi üzerinde birbirleri ile ilgili yazdıkları yorumları gösterince utandım. Evlatlarımı tanıyamaz oldum. Çocuklarıma nasıl yardımcı olabilirim bilmiyorum. Ne yapabileceğimi bilmiyorum (S.Ş – Öğretmen)”
Dijital dünyada insanlar, iletişim kurmak için dijital ortamları kullanmakta ve bu ortamlarda bireysel varlığını dijital kültürün getirdiği değerlere göre yaşamaktadır. Sosyal medya, günümüzde insanların iletişim kurmak amacıyla kullandığı dijital ortamlara verilen genel addır. 2019 yılında yayınlanan İnternet ve sosyal medya kullanım istatistiklerine göre, aktif sosyal medya kullanıcısı olarak Dünya nüfusunun %45’i, günlük ortalama 2 saat 16 dakika, Türkiye nüfusunun %63’ü, günlük ortalama 2 saat 46 dakika sosyal medya kullanmaktadır (Hootsuite ve Wearesocial, 2019). Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu kararına göre; çocuklar için sosyal medya kullanabilir yaş aralığı 13-18’dir (BTK, 2017). Ancak 9-10 yaş aralığındaki çocukların %28’i, 11-12 yaş aralığındaki çocukların ise %59’u sosyal medyayı aktif şekilde kullanıyor” (Yıldırım, 2018). Türkiye’deki sosyal medya kullanıcısı olan 13-18 yaş arası çocukların %24’ü sürekli çevrimiçi durumdadır (Yıldırım, 2018).
Sorun, teknolojinin bilinçsizce kullanılması
Biz araştırmacılar çocukların yaşadığı sorunların temelinde bilişim teknolojilerini kullanım amacı dışında bilinçsizce uzun süre kullanmalarının yattığını artık biliyoruz. Şöyle etrafımıza baktığımızda çevremizdeki birçok insanın bilişim teknolojilerinin sunduğu yaratıcı, iş birliğine dayalı birçok işlevsel özelliğini kullanmadıklarını rahatlıkla gözlemleyebiliriz. Amacı dışında, bilinçsizce ve süre sınırlaması olmadan kullanılan teknolojilerin çocuklar için fırsattan çok tehlike oluşturduğu bugün araştırmacılar tarafından kabul edilmiş bir bulgudur. Televizyon (ekran), internet, sosyal medya ve dijital oyunlar, biz anne babaların hayatında büyük bir yer kaplamaktadır. Kimi anne babanın hayatında bu dijital teknolojiler alışkanlık kimi anne babanın hayatında ise bir bağımlılık haline gelmiştir. Anne babanın davranışlarını önce taklit sonra örnek alarak davranış haline getiren çocuklarımız ise anne babalarının hayatlarında bıraktığı boşlukları bu teknolojiler ile doldurmaya, bilinçsizce ve uzun süre bu teknolojileri kullanarak da bu teknolojilere bağımlı hale gelmektedirler. Psikolojik ve sosyal davranış bozukluklarının temelini oluşturan teknoloji bağımlılığı televizyon gibi tek yönlü ve pasif, bilgisayar, internet gibi çift yönlü ve aktif olmaktadır. Çocuklarımızın psikolojik ve sosyal karakteri, gelişimini tamamladığı yaşa kadar şekillenmektedir. Unutulmamalıdır ki, “Eğer bir çocuk, dijital kültürün benimsendiği bir aile içinde yaşıyorsa, dijital yaşamın kendinden beklediği gelişim, deneyim ve becerileri bir ömür nasıl kazanabileceğini; sanal dünya kadar gerçek dünyanın da yaşamaya değer bir yer olduğunu öğrenir.”
Dijital kültürde çocuk yetiştirmek
Anne ve babalara; teknoloji bağımlılığı ve siber zorbalık gibi dijital kültürün tehlikelerine karşı teknoloji kullanım kültürü oluşturma, dijital kültür içinde yetişen çocukların sorunları ve ailelerin sorumlulukları konularında bilimsel bilgiler sunmak, yaşanmış somut örneklerle dijital kültürün tehlikelerine yönelik benzer sorunları yaşamış ve bu sorunlara çözümler üretmiş anne babaların deneyimlerini paylaşmak, çocuk psikologları ve psikolojik danışmanların tavsiyeleri ile çocuklarına dijital yaşamda rehber olabilmeleri için yardımcı olmak amacıyla “Dijital Kültürde Çocuk Yetiştirmek” adı ile bir kitap yazdım.
Dijital Kültürde Çocuk Yetiştirmek isimli yazdığım kitabımda, anne babalar tarafından çocuklarının teknoloji kullanım deneyimlerinin aile içinde tartışılarak takip edilmediği, kısacası aile içi bilinçli ve güvenli teknoloji kullanım kültürü kazandırılmadığında, çocukların tehlikeler ile her an maruz kalabildiklerini, bu tehlikelerin de çocukların ileriki yaşlarda kalıcı davranış sorunlarına dönüşebildiğini açıkça ortaya koymaya çalıştım. Kitabımda paylaştığım araştırmamda çocuk psikologlarına ve psikolojik danışmanlara, “Dijital kültür içinde yetişen çocukları ne gibi tehlikeler beklemektedir?” sorusu sordum. Uzmanların verdiği yanıtlara göre, dijital kültürün tehlikeleri, çocukların psikolojik ve sosyal sorunlar yaşamalarının temelinde yatan siber zorbalığa maruz kalabilmesi, televizyon, sosyal medya ve dijital oyun bağımlılığıdır”.
Not: Çocuklarda teknoloji bağımlığı ve ebeveynlerle güvenli internet kullanımı, siber zorbalık gibi konular hakkında konuştuğum televizyon programının kaydını izlemek isterseniz, akıllı telefonunuzla yandaki QR kod okuyucu uygulamasından ya da https://youtu.be/CyMqpdysmJgerişim adresinden videoyu izleyebilirsiniz.
Bağımlılık ve siber zorbalık aileleri kaygılandırıyor
Araştırmamda çocuk psikologları ve psikolojik danışmanları tarafından dikkat çekilen tehlikeler, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından yaptırılan İnternetin Bilinçli ve Güvenli Kullanımı Saha Araştırması sonuçlarında da benzer şekilde ifade edilmektedir. BTK tarafından yaptırılan İnternetin Bilinçli ve Güvenli Kullanımı Saha Araştırması sonuçlarına göre; Anne babaları kaygılandıran durumların başında, çocukların dijital ortamlarda aşırı zaman geçirmesi, bağımlılık ve siber zorbalık geliyor. Anne babaların oldukça büyük bir kısmının “İnternetin güvenli kullanımı ve İnternetteki riskler” hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığı görülüyor (BTK, 2018).
Buraya kadar dijitalleşen dünyada ve aile yaşamında çocuklarımızı bekleyen tehlikeler hakkında farkındalık kazanmanız için kısaca bilgiler vermeye çalıştım. Tehlikenin farkında olmanız aslında size anne baba olarak ne yapabilirim sorusunu sormanıza ve ne gerekiyorsa yapmak istiyorum motivasyonunuza sahip olmanıza sebep olacağına inanıyorum. Yazımın bu son bölümünde anne baba olarak ne yapabilirim sorusuna cevap olabilecek tavsiyeleri kısaca maddeler halinde sizlere paylaşacağım. Ancak daha detaylı bilgilere https://www.youtube.com/akademionline adresindeki Dijital Kültürde Çocuk Yetiştirmek isimli Youtube kanalından ya da Nisan Kitabevinden yayınlanan “Dijital Kültürde Çocuk Yetiştirmek” isimli kitabımdan erişebilirsiniz.
Dijitalleşen aile yaşamında anne babalara tavsiyeler
Sevgili anne babalar dijital tehlikelere karşı;
Sevgili anne babalar bilinçli ve güvenli teknoloji kullanım kültürü oluşturmak için;
Sevgili anne babalar çocuklarınız ekran bağımlısı olmasını engellemek için;
Sevgili anne babalar çocuklarınızın internet ve sosyal medya bağımlısı olmasını engellemek için;
Sevgili anne babalar çocuklarınızın dijital oyun bağımlısı olmasını engellemek için;
Sevgili anne babalar çocuklarınızın siber zorbalık ile baş edebilmeleri için;
Yusuf Yıldırım, Öğretmen Yazar
Kaynak
Yıldırım, Y. (2020). Dijital yaşamda ebeveyn olarak ne yapabilirim? Eskişehir Ekspres, https://www.eskisehirekspres.net/dijital-yasamda-ebeveyn-olarak-ne-yapabilirim
BTK (2018). İnternetin bilinçli ve güvenli kullanımı saha çalışması raporu. 26.10.2018 tarihinde (http://www.guvenliweb.org.tr/dosya/oZPyg.pdf)adresinden edinilmiştir.
BTK (2017). Sosyal medya kullanımı yaş sınırlamaları. 05.01.2018 tarihinde http://www.guvenliweb.org.tr/galeri-detay/sosyal-medya-kullanimi-yas-sinirlamalari adresinden edinilmiştir.
Hootsuite ve Wearesocial (2019). Global Digital Report in 2019. 30.03.2019 tarihinde https://wearesocial.com/global-digital-report-2019 adresinden edinilmiştir.
Yıldırım, Y. (2018). 21. Yüzyıl Anne Babalarının Başucu Kitabı: Dijital Kültürde Çocuk Yetiştirmek. Eskişehir: Nisan Kitabevi. ISBN: 978-605-9393-41-6.